Her yıl 15 Ekim’de, dünya genelinde milyonlarca kadın çiftçinin emeğini kutlamak ve onların karşılaştığı zorluklara dikkate çekmek için Dünya Kadın Çiftçi Günü’nü kutluyoruz. Tarım, insanlığın en eski geçim kaynağı ve en temel ihtiyacımız olan gıdayı üretenlerin çoğu kadınlardır. Ancak, kadın çiftçilerin emeği sıklıkla görünmez kalıyor, karşılaştıkları sorunlar yeterince gündeme gelmiyor.
Tarımda Kadınların Rolü: Sürdürülebilirliğin Teminatı
Dünyada gıda üretiminin neredeyse yarısını kadınlar yapıyor, Türkiye’de durum farklı değil. Özellikle kırsal alanlarda kadınlar, tarlada ekim yapıyor, ürün topluyor, hayvan yetiştiriyor, aynı zamanda ev işlerini yürütüyor ve ailelerini besliyorlar. Kadınlar, toprağın verimliliğini artıran, ürün çeşitliliğine katkı sağlayan ve sürdürülebilir tarımı mümkün kılan bir güce sahip. Ancak, tüm bu emeğe rağmen kadın çiftçiler, hak ettikleri desteği ve tanınmayı alamıyorlar.
Eşitsizliğin Gölgesinde Üretim
Kadın çiftçiler, çoğu zaman erkek çiftçilere kıyasla daha az maaş alıyorlar, finansal kaynaklara ve tarımsal teknolojilere erişimde zorluk yaşıyor. Bu eşitsizlik sadece ekonomik değil; sosyal ve kültürel engeller de kadınların tarımsal faaliyetlerini kısıtlıyor. Kadınların genellikle tarımda karar alma süreçlerinden dışlanıyor, toprak mülkiyeti ve krediye erişim gibi haklardan yeterince faydalanamıyorlar.
Dünya Kadın Çiftçi Günü, işte bu eşitsizliklere karşı bir ses olma fırsatı sunuyor. Kadın çiftçilerin üretim kapasitesini artırmak ve onları desteklemek, sadece kadınlar için değil, toplumun tamamı için sürdürülebilir bir gelecek yaratmanın anahtarıdır.
Türkiye’de Kadın Çiftçiler ve Yerel kalkınma Projeleri
Ülkemizde kadın çiftçilerin durumunu iyileştirmeye yönelik umut verici projeler her geçen gün artıyor. Kooperatifleşme, yerel yönetimlerin destekleri, Tarım ve Orman Bakanlığı’nın kadın çiftçilere özel eğitim programları, kadınların ekonomik bağımsızlık kazanmaları ve yerel üretimi güçlendirmeleri için büyük fırsatlar yaratıyor. Ancak bu projelerin sayısının artması ve yaygınlaşması gerektiği bir gerçek. Kadın çiftçilerin daha fazla finansal destek alabilmesi, tarımda yenilikçi tekniklere ulaşılabilmesi ve ürünlerini pazarlayabilmesi için geniş kapsamlı çözümlere ihtiyaç var.
Kadın Çiftçilerimizin Gücünü Görmek Zorundayız
Bugün, kadının tarımda sadece fiziksel bir iş gücü olarak değil, inovatif ve sürdürülebilir üretimin mimarı olarak görülmesi gerekiyor. Tarımsal üretim zincirinin her aşamasında yer alan kadınlar, gıda güvenliği ve iklim değişikliğiyle mücadele gibi küresel sorunların çözümünde anahtar bir role sahip. Dolaysıyla, bu emek göz ardı edilemez. Dünya Kadın Çiftçi Günü’nde, tarladaki emeği ve hayattaki dirençleriyle var olan kadın çiftçilerimizi daima hatırlamak, onların sesine kulak vermek çok önemli. Onlara verilen her destek, sadece onların değil, toplumsal kalkınmanın da itici bir gücü olacaktır.
Bu Hafta İçinde, Neler Yaptık?
Uzun zamandır tarım sektörünün içindeyim. Sadece kadınların bu alanda yaşadıkları sorunları değil, tüm değer zinciri içinde, tüm aktörlerin sorunlarını bire bir duymaya, buna yönelik neler yapılabilir diye kendimi zorluyorum. Ama bir yandan da, diğer ülkelerde kadınlar neler yapıyor, bu ülkelerde kadın çiftçilere yönelik, ne tür politikalar geliştiriliyor merak ediyordum. Artık sınırların yok olduğu bir dünyada yaşamak çok güzel oldu. İnternet bunu bizim için kolaylaştırdı. Kısacası, eğer farklı ülkelerden “doğru kişileri” bulabilirsen, onları bir ekran önünde toplamak çok kolaylaştı. Ben de öyle yaptım.
Biraz hummalı bir süreç oldu. Bu bahsettiğim doğru kişileri bulmak. Ancak şunu biliyorum ki, bu evrende senin gibi düşünen ve tek amaca kilitlenen çok kişi var. Dilleri ve dinleri farklı bile olsa. Birden bulduğum kişilerin listesini fark edince, kalbimin hızla çarptığını hissettim. Çünkü bu listede; Sırbistan, Romanya, İtalya, İspanya, Portekiz, Mısır, Fas’dan bu görüşme ve buluşma teklifime onay veren pek çok akademisyen ve pratisyen vardı. Ve biz, tam 15-16 Ekim tarihleri arasında, her bir ülkenin kendi sorunlarını anlattığı bir zoom toplantısı yaptık.
Her bir kişi, kendi ülkesindeki sorunları ve yaptıkları araştırmaları anlattılar. Benzer sorunlara, farklı önerileri dinlemek, hepimize de “iyi” geldi. Çünkü, ben inanıyorum ki, bu ülkelerin ve dünyanın temel sorunu olan kadın çiftçilerin hak ettikleri ilgi, değeri bulmak, yine biz kadınların sorunu olmalı.
Bu değişim, günümüzde görmek çok zor. Ama göremesek bile, bu konuda iş birliği içinde, ortak etkinlikler ve çabalar göstermek bile, geleceğe zemin hazırlayacak.
Tüm tarlada emeği geçen, ve ailelerini ayakta tutmaya çalışan “KADIN ÇİFTÇİLERİMİZ”in, bu özel günü kutluyorum. İyi ki varlar, iyi ki tarımın sürdürülebilirliğinde en baştaki aktörleri…
